Doksanlar’da müzik piyasasının hareketlenmesinin en olumlu sonucu sanatçı yelpazesinin genişlemesi ve renklenmesiydi. Vitrinde popüler bir kavga yaşanırken, gerisinde kültür adına önemli adımlar atılıyordu.
Seksenler’de yayını zor olan birçok albüm Doksanlar’da hayata geçerek, bu topraklardaki farklı kültürlerin de kitlelere ulaşmasında yardımcı olmuştu.
O dönemde ortaya çıkan isimlerden biri de Erensya Seferadi (İspanyol Musevisi Mirası) topluluğuydu.
Ekip, Ortaçağ İspanyasında engizisyondan kaçıp Osmanlı topraklarında beş yüz yılı aşan süredir yaşayan Türk Musevilerine özgü folklorik müzik çizgisini 1993’den başlayarak beste, güfte ve yorumlarla sürdürdü.
Özgün Sefarad folklorunun takipçisi olarak eski müzik formlarına sadık kalmaya azami özen gösteren, yeni besteler üreten ve bunları Judeo Espanyolca diline ait sözlerle bezeyen Erensya Seferadi (David Yanarocak: gitar, Gery Erdemanar: vurmalılar, Sara Yanarocak: solist) konserlerin yanında albümler çıkararak yola devam etti.
Kaybolma tehlikesi yaşayan bir müzik türüne ve diline yeni soluk getiren grup artarda Dos Kandelikas, La Kula De Galata (Galata Kulesi), Suenyos D’Espanya (İspanyol Rüyası) adlarında üç albüm yayınladı.
Tangodan geleneksel Safaradi ezgilerine, Türk Sanat müziği bestelerinden popa kadar geniş yelpazesi olan grup, köklü bir kültürü müzik yoluyla gelecek nesillere aktarmayı başardı.