Apaşlar’dan ayrılan Cem Karaca, aynı gruptan Seyhan Karabay (bas gitar) ile Leon Habib (davul) ve Ünol Büyükgönenç’le (gitar) Kardaşlar’ı kurdu. Karaca’nın amacı, halk müziğinden olabildiğince yararlanabilecek bir oluşum yaratmaktı. Tarih 1969’du. İsim olarak ‘Kardeşler’den hareketle Anadolu’yu çağrıştıran Kardaşlar’ı seçmişlerdi.
Büyükgönenç’in konservatuardan arkadaşı Cengiz Türksoy orgu çalmaya ikna edilmişti. Büyükgönenç de bağlama öğrenmişti.
Tam işler yoluna girmişti ki Leon Habib İsrail’e gitmiş ve davulcu sorunu doğmuştu. Karaca ile Karabay Filistinli davulcu Muhabbet Kurtar’ı bulmuştu. Kurtar’ın Anadolu popla alakası yoktu ve para kazanmak için gelmişti.
Para için acilen plak yapmaları, konser vermeleri gerekmekteydi. Ellerinde sadece Cem Karaca’nın Apaşlar döneminden kalma ünlü parçaları vardı ve sahip oldukları çalgıların hiçbiri, hedefledikleri performansı sergileyecek nitelikte değildi. Bir düğün orkestrası da aynı şartlarda müzik yapmaktaydı. Bu durumda yükü davul sırtlamalıydı ama, Muhabbet Korkar dans müziğinden geldiğinden, sağlam ve temkinli çalıyor, grubu havaya sokamıyordu.
Anadolu turnesinde, bu kez de Cem Karaca’nın güçlü sesi grubu bastırıyor, Cengiz Türksoy yapılan müzikten tatmin olmadığını söyleyerek ayrılıyor, Muhabbet Korkar’ın yerine davula Grup Bunalım’dan Hüseyin Sultanoğlu geliyordu…
O dönem Moğollar’daki Murat Ses dışında, ulusal folk kavramına sıcak bakacak orgçu yoktu. Kardaşlar org olmadan yola devam kararı almış, grupta bir ara Saint Joseph Lisesi’nden Stephan Umutyan gitar çalmıştı.
Hüseyin Sultanoğlu yetenekli davulcuydu ve geç de olsa Kardaşlar’a güçlü ritmi getirmişti. Büyükgönenç’e göre Kardaşlar grubu, Sultanoğlu’nun davula oturduğu gün gerçek anlamda kurulmuştu.
İlk olarak Aşık Mahzuni’den aldıkları Acı Doktor’u uzun hava biçiminde düzenlemişlerdi. Cem Karaca da Karacaoğlan’dan Üryan Geldim’e düzenleme yazmıştı. Repertuara katılan iki yeni parçayla özgüvenleri artmıştı.
Vokalde Cem Karaca, gitarlarda Ünol Büyükgönenç, bas gitar ile ıklığda Seyhan Karabay, davulda Hüseyin Sultanoğlu’yla Kardaşlar kapasiteli bir grup haline gelmişti.
Federal Almanya’da plak doldurmaya karar vermişlerdi. Karaca, Haziran 1970’de gruptan önce gitmişti. Ancak, aksilikler devam etmiş ve Türkiye’de kolera salgını başladığı için yurtdışına çıkışlar yasaklanmıştı.
Grubun bekleyecek zamanı olmadığından şöyle çözüm bulunmuştu: Cem Karaca, Kardaşlar’la doldurması gereken parçaları Werner Müller Orkestrası’yla kaydedecek, plak şirketinden aldığı paralarla yeni enstrüman seçip Türkiye’ye getirecekti.
Karaca sürpriz yapmış, F. Almanya’da sokakta tanıştığı Alex Wiska adlı, yüz yirmi kilo ağırlığında, sempatik rock gitaristini de yanına katmıştı.
Kardaşlar için, Wiska gibi İngiliz tipi rock yapan birini Anadolu popa çekmek güç olacaktı. Grup, Batılı enstrümanları yerel dokunuşlarla çalmaya çalışırken (Büyükgönenç özel tekniğiyle gitardan yer yer zurna ve mey sesi elde ediyordu) Wiska’nın rock gitarının deneyleri engelleme riski vardı.
Provalarda Wiska’yla uyumun kolay sağlanamayacağı anlaşılmıştı. Kardaşlar kendine göre çalarken Wiska’nın parçalara özgürce girip çıkması kararlaştırdı.
Sıra, Kardaşlar’ın simgesi olacak Dadaloğlu’ndaydı. Konserlerde büyük ilgi toplayan Dadaloğlu’nu Yavuz Asöcal’a dinlettiklerinde ünlü yapımcı, şarkının operaya benzediğini ve bu nedenle para yatırmayacağını söylemişti. Karaca, 45’liğin A yüzüne Alex Wiska bestesi Kalender’i seçtiklerini, B yüzüne de Dadaloğlu’nu koyacaklarını söyleyerek Asöcal’ı ikna etmişti.
Dadaoğlu’nda ‘Batılı sound’a yer olmadığını düşünerek Wiska’dan kayıtta devre dışı kalması istenmişti. Sıra Kalender’e geldiğinde çalışmalara yeniden katılmıştı Wiska.
Dadaloğlu, Karaca’nın üstün yorumuyla müthiş sevilmiş, Cem Karaca ‘Bay Dadaloğlu’ unvanını alırken şarkı yılın düzenlemesi ödülünü kazanmıştı. Karaca da, Apaşlar bünyesinde kazandığı ilk büyük hiti Resimdeki Gözyaşları’nın başarısını, Kardaşlar’da Dadaloğlu’yla tekrarlamıştı.
Kardaşlar’ın politik kimliği yoktu ama, Dadaloğlu’yla dolaylı yoldan sistem karşıtı söylem ortaya konmuştu.
Bir başka önemli adım da Kardaşlar’ın yalnız türkü ve türkü formunda besteler çalarak tercihini ‘kırsal’dan yana koymasıydı. Büyükgönenç bestesi Oy Gülüm Oy da, Karaca’nın artarak güçlenecek sol formasyonunun bir diğer habercisiydi…
Türkiye’de bir grubun kişiliğini basına kabul ettirmesi kolay değildi; Cem Karaca fenomendi ve hep onun adı geçmeliydi. Basında plaklardan, konserlerden söz edilirken hep ‘Cem Karaca konser verdi’ ya da ‘Cem Karaca stüdyoda’, gibi haberler çıkmaktaydı. Oysa, Kardaşlar kurulurken isimler her yerde aynı büyüklükte yazılacak diye anlaşma yapılmıştı. Karaca ile Kardaşlar iki ayrı firma gibi davrandığından, ister istemez aralarında rekabet doğmaktaydı. Bir seferinde İzmir Fuarı’nda, sadece Karaca’nın ismi gazinonun neonlarına koyulunca sahneye çıkmamıştı grup…
Kaliteli çalgılara sahip olmayı başaran Kardaşlar turnelerden iyi paralar kazanmaya başlamıştı ve üyelerde rehavet oluşmuştu. Plaklar, turneler, konserler derken deneylere vakit bulamaz hale gelmişlerdi. Araştırma yapma ve beste yazma yerine türkü derlemeyi tercih etmişlerdi uzun süre.
Yine plak çıkarma vakti gelip çatmıştı. Asöcal’la 45’liklerin stüdyo çalışmalarını Federal Almanya’da yapma konusunda anlaşıldı. Yeni parçaların nasıl tanıtılacağı tartışılırken Alex Wiska ayrılma kararını açıklamıştı. Hüseyin Sultanoğlu da bir süre F. Almanya’da kalacağını söyleyince grup Türkiye’ye iki eksikle dönmüştü.
Yerlerine, Ağustos 1971’de Fehiman Uğurdemir (gitar) ile Deniz Dündar (davul) ekibe katılmıştı. Dündar iki ay sonra Dönüşüm’e geçince Sultanoğlu davulu geri almıştı.
Uğurdemir’le Kardaşlar donanımlı, sert, iyi çalan rock grubu haline gelmişti ama, yine araştırma yapmadan cepten yenmekteydi.
Aynı günlerde askere giden Hüseyin Sultanoğlu’nu yeniden yitiren grup, yerine Cengiz Teoman’ı bulmuştu. Karaca ise deneylerin bittiğini düşünmekte, Kardaşlar’la devam etmeyi sorgulamaktaydı.
Bu arada Seyhan Karabay, Kozan Dağı parçasının plak kayıtlarında Ersen için ıklığ çalınca köprüler tamamen atılmıştı. Karaca, ıklığın Kardaşlar’ın simgesi olması gerektiğini, Karabay’la çalışmak istemediğini söylemişti. Karabay gitmeyince ipler kopmuştu.
Müzik camiası ilginç bir değiş tokuşa şahit olmuş, Cem Karaca, Moğollar’la birleşirken, Moğollar’ın vokali Ersen de Kardaşlar’a gelmişti.
Ersen’le birleşmeden önce Kardaşlar 45’lik için stüdyoya girmiş, Büyükgönenç’in vokali üstlendiği plakta şu parçalar yer almıştı: Deniz Üstü Köpürür/Çökertme.
Farklı çalgılar denemeye başlayan Kardaşlar’ın Ersen’le yaptığı Çakmağı Çak/Güneşe Dön Çiçeğim ile Metelik/Yine Seni Tanırım 45’likleri artarda çok tutulmuştu.
O dönemde Kardaşlar’ın çalgı kapasitesi şöyleydi: Ünol Büyükgönenç: akustik gitar, yaylı tambur, bağlama, gitar, mey, Fehiman Uğurdemir: gitar, bas gitar, bağlama, Seyhan Karabay: bas gitar, bağlama, ıklığ, Cengiz Teoman: askılı davul, darbuka, kaşık, güdüm, kös. Bu kadro 1973’de Ses dergisi okurlarınca yılın topluluğu seçilmişti.
Ancak, yine anlaşmazlık baş göstermiş ve yanına Fehiman Uğurdemir’i alan Ersen, Kardaşlar’dan ayrılmıştı. Davulcu Cengiz Teoman da sihrin bozulduğunu iddia edip Kardaşlar’a nokta koyma vaktinin geldiğini dillendirmişti.
Uzun tartışmaların ardından gruba son veren Ünol Büyükgönenç ile Seyhan Karabay vedalaşmış, Büyükgönenç ABD’ye gitmişti.
Karabay, grubu Kardaşlar ismiyle sürdürmüş, özgün çizgi yitirilmiş olsa da, ekibi bir süre daha ayakta tutmaya çalışmıştı.
Yanına Grup Bunalım’ın eski elemanlarından Aydın Çakuş’u (gitar), Ali Rıza’yı (bağlama, yaylı tambur, cura, tambur), Moğollar’da çalmış Ayzer Danga’yı (davul) alarak devam etmişti.
Sık eleman değiştiren Kardaşlar bünyesinde Haziran 1974’de, Atilla Engin (vurmalılar), Nuri Bora (gitar) ile Elvan Aracı (trombon, bağlama, org) vardı ve bu kadro bir ara Selda’yla Anayasso’yu kaydetmişti.
Şubat 1975’de Ahmet Güvenç (bas gitar), Tahsin Ünüvar (flüt), Deniz Dündar (davul), Yalçın Gürbüz (org) ile Samim Boztaş’tan (gitar) oluşan yeni Seyhan Karabay-Kardaşlar kadrosu toplanmıştı.
Ardından Güvenç’in yerine bas gitara Özkan Uğur gelmiş ve bu ekip 1975 ilkbaharında Edalı Gelin/Nem Kaldı? 45’liğini kaydetmişti. Nem Kaldı? parçası Karabay’ın Perihan Savaş’la oynadığı Gerçek adlı filmin de müziğiydi.
Bu kadronun da dağılması üzerine Seyhan Karabay, Nurhan Özcan (gitar), Akay Temiz (davul) ve Harun Kolçak’lı (bas gitar) son Kardaşlar ortaya çıkmıştı. 1975 sonbaharında ekibin paydos etmesiyle, hiçbir türe bulaşmadan sadece Anadolu pop-rock yapmış Kardaşlar sona ermişti.