Doksanlar’ın başında İstanbul Alman Lisesi’nde Decision adıyla temelleri atıldı. Kadro Kerem Kabadayı (vurmalılar), Harun Tekin (gitar, vokal), Derin Esmer (vokal, gitar, tuşlular), Alper Tekin’den (vokal, bas gitar) oluşuyordu. Hepsi ortaokul öğrencisiydi. Rap, rock, cover denedikten sonra beste yazmaya başlamışlar ve ‘mor ve ötesi’ adını almışlardı. Mor, renk spektrumunda bulunan en son renkti ve ondan ötesi yoktu…
Haziran 1996’da yarı Türkçe, yarı İngilizce ilk albüm ‘Şehir’i yayınlamışlar, kentlinin sorunlarını, sevinçlerini direkt sözler, güçlü vokal ve gitar ataklarıyla aktarmayı denemişlerdi.
Şehir, pop-rock camiasında ‘baba parasıyla yapılan albüm’ diye küçümsenmişti. Ardından, bu ‘samimi ve nahif duruş’ fark edildi ve ADA Müzik, grubu yeniden stüdyoya sokup parçaları daha iyi teknik şartlarda kayıt ettirdi, albümün CD’sini bastı. Mor ve ötesi aynı günlerde Sular Yükseliyor ortak albümüne Yalnız Şarkı bestesiyle katılmıştı…
İkinci albüm Bırak Zaman Aksın’ın (Mart 1999) hazırlık günlerinde Alper Tekin’le Derin Esmer gruptan ayrıldı ve yerlerine Burak Güven ile Kerem Özyeğen geldi.
İlk Popüler Rötuş
Devamında, hem Bırak Zaman Aksın, hem de Aralık 2001’de yayınlanan Gül Kendine albümü, ‘mor ve ötesi’nin ‘kent ozanlığı’na soyunduğunu, etrafta olan biteni kendine göre yorumlayacağını müjdeliyordu.
Bülent Ortaçgil’e saygı albümü ‘Şarkılar Bir Oyun’da ‘usta’nın Sen Varsın bestesinin yorumuyla yer alan mor ve ötesi, 2003’de bu kez Savaşa Hiç Gerek Yok teklisi için Aylin Aslım, Athena, Bülent Ortaçgil, Feridun Düzağaç, Koray Candemir, Nejat Yavaşoğulları, Vega’yla stüdyoya girdi ve ABD’nin Irak’ı işgalini protesto etti.
İki ay sonra grup bu kez Yaz teklisini çıkartıyor ve yapıtta Ajda Pekkan’ın Yaz, Yaz, Yaz, Bulutsuzluk Özlemi’nin Güneye Giderken ile MFÖ’nün Bazen’inin yorumlarına yer veriyordu. Özgün söylem ve sounda, böylece ilk popüler rötuş veriliyordu.
Çağan Irmak’ın Mustafa Hakkında Her Şey filmine yazılan müzikler, Antalya Altın Portakal’dan gelen ‘en iyi film müziği’ heykelciği ‘mor ve ötesi’ni iyiden iyiye medyanın gündemine oturtuyordu.
Popüler kültür içinde yer almalarına karşın küresel barış, çevre duyarlılığı, insan hakları, toplumsal sorunlar diyerek politik vicdan adına mesajlar iletmeye çalışıyorlardı.
Cambaz’la Zirvede
Ancak, tutarlı bir çizgi oturtamıyorlardı. ‘Rock’n Coke’u reddetmişlerdi, ama aynı şemsiye altındaki bir başka markanın Türkiye turnesine katılmışlardı. Söylemlerinin içini dolduramadıkları iddia ediliyordu.
30 Nisan 2004’de çıkan dördüncü albüm Dünya Yalan Söylüyor, Türkiye’de müziğin rotasını değiştirmesi açısından önemliydi. Medya onları rock patlamasının mimarı ilan ederken, albümden Bir Derdim Var ile Cambaz parçaları zirveye oturuyordu.
Grup politikleşirken, grubu dinleyenlerin büyük bölümü parçaların ‘ezgisel yanı’yla ilgileniyor ve ortaya garip bir durum çıkıyordu. Liseli kızlarla hayran kitlesi genişlerken grubun dillendirdikleri, ‘Cambaz’ parçasının peşine takılmış yeni kitlenin pek umurunda olmuyordu.
Bu 2004 model muhalefet, genç müzikseveri ilgilendirmiyor, rock müziğini babaları yaşındaki adamlar yerine akranlarından dinlemenin coşkusunu yaşıyorlardı sadece.
Yeni albümden kazanç olarak öncelikle ‘çalmalar’ kalmıştı. Dünya Yalan Söylüyor’dan sonra bol konser veren ‘mor ve ötesi’ bu dönemde sound açısından sıkı bir gruba dönüşmüştü. Pahalı stüdyoların sunduğu olanakların da parlak soundda rolü büyüktü.
Büyük Düşler
Dünya Yalan Söylüyor sonrası ne yapabilecekleri merak ediliyordu ve 2006’da, bir öncesinden aşağı kalmayan Büyük Düşler’i yayınladılar, ancak fazla satamadılar.
Albümde Darbe parçasında 12 Eylül generallerinin idam ettiği 17 yaşında Erdal Eren’i gündeme taşımışlardı. Görünen o ki, yirmili yaşların sonuna gelmiş elemanlar ‘olgunlaşmış’ ve daha önemli dertler üzerine kafa yormaya başlamıştı.
Büyük Düşler, mor ve ötesi’nin diskografisinde farklı bir yere sahipti. Beşinci albüm olmasına karşın gruba bir nevi ‘ikinci albüm sendromu’ yaşatmış ve Dünya Yalan Söylüyor’u taşıyan Cambaz, Bir Derdim Var, Sevda Çiçeği gibi işler bekleyen ‘popçu kitle’ bu yapıtı pek sevememişti. Taşların yerine oturmasına, grubun fotoğrafının netleşmesine yaramıştı albüm aslında. Kime sesleneceklerine karar vermeleri açısından da önemliydi. Belli bir çevrenin içinde yaşayıp iddialı söz yazmakla, romantik çözümler önermekle olmuyordu bu işler. Rockta ‘her kesime seslenmek’ söz konusu değildi.
İyi gitmeyen 2008’deki Eurovision macerasının ardından elemanlar yeniden güven tazelemeye çalışıyordu.
Kendi firmalarının etiketiyle yayınladıkları Başıbozuk albümünde ise Eurovision için kaydedilen üç şarkı Deli, İddia ve Sonbahar’ın yanı sıra, eski şarkıların remixleri ve canlı performansları yer alıyordu.
Bir sonraki albüm Masumiyetin Ziyan Olmaz’daki (2010) duruş, grubun ustalık dönemine adım attığı şeklinde değerlendiriliyordu. Son model teknolojiyle desteklenmiş kayıtlar, daha derin ve sert sözler derken mor ve ötesi’nin yeni yüzü ortaya çıkıyordu.
Senfonik Albümler
17 Aralık 2012 tarihli 12 parçalık Güneşi Beklerken albümü, sıra dışı işleriyle bilinen Serdar Ateşer’in prodüktörlüğünde hazırlandı. Direk sözler, popülerlikten uzaklaşan tercihler sonucu mor ve ötesi daha sahici oluyor ve iki yıla yayılmış klipler yardımıyla albümün tazeliği korunuyordu…
Harun Tekin ile arkadaşları 2017’ye box set ile giriyordu. ‘Kayıtlar 1996-2004’ adını verdikleri box sette ilk dört albümünü ve yeni tekliyi bir araya getiren mor ve ötesi, müzikal geçmişinin bir bölümünü ıskalamış müziksevere iyi bir kaynak sunuyordu…
Grup, 2018’de Ergüder Yoldaş bestesi ‘Sultanı- Yegah’ı coverlayarak dijital ortamda ve plak halinde yayınladı. 2019 başında ise 29 Ekim 2018 tarihinde Aya İrini’de senfoni orkestrası eşliğinde verdikleri konserin kayıtları, ‘Canlı Senfonik-Aya İrini’ adıyla satışa çıktı.
Mor ve ötesi, 2020’yi konser albümüyle kapattı ve 2019’da İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda verdiği senfonik konserde kayıt edilmiş on parça ‘Harbiye Açıkhava (Canlı Senfonik)’ albümünde bir araya getirildi.
Grup, yayınlamayı planladığı yeni albümünde yer alacak parçalardan Forsa ile Dünyaya Bedel’ı 2021’de tekliler halinde dinleyicilerine sundu.
Mor ve ötesi 2022 başında Sirenler albümünü müzikseverlere sundu.