DÖNÜŞÜM

Milliyet Liseler Arası Müzik Yarışması’ndan hep iyi dereceler çıkaran Alman Lisesi’nin öğrencilerinden Halit Kakınç ile Muhtar Turan, bu başarıyı profesyonel müzikte de gösterebilmek amacıyla grup kurmaya karar vermişti.

Yıl 1970’di; Kakınç (banço) ile Turan’a (12 telli gitar) gitarda Atilla Hünal ile tarihi Orta Asya çalgılarını çalabilen Oruç Güvenç katılmıştı.

Öze dönüşü simgeleyecek Dönüşüm adını seçen grubun hedefi, Modern Folk Üçlüsü çizgisinde müzik yapmaktı. Ney, tar, rebab gibi Türk çalgılarıyla Anadolu kokan işler yaratacaktı.

Örnek aldıkları diğer isim Cem Karaca’ydı. Grup müziğini önemsemesini, Türkçe söyleyip kendi folklorundan beslenerek zirveye çıkışını sevmişti Dönüşümcüler. Türki çalgılar kullanarak farklılık yaratmayı, ilginç parçalar üretmeyi deneyeceklerdi.

Grup ilk 45’liğine Kiziroğlu Mustafa Bey/Havada Bulut Yok parçalarını koydu. Ünlü ozan Murat Çobanoğlu’dan dinledikleri ve düzenledikleri Kiziroğlu Mustafa Bey büyük ilgiyle karşılandı. Bu parçayla Dönüşüm 1970’in en sevilenleri arasında yer aldı.

Urfalı Babi’nin Canan/Genç Osman 45’liğinin stüdyo kayıtlarında çalan Dönüşüm, Anadolu pop yerine yaptığına ‘Asya pop’ demenin daha doğru olacağını söylüyordu.
İşler tam yoluna girmişti ki, Muhtar Turan’la Atilla Hünal ailelerinin isteği üzerine aktif müziği bırakmaya karar vermişti. Dönüşüm kurucu kadrosuyla son kez Sevsem Öldürürler (H. Kakınç-Karacaoğlan)/Kıbrıs’ım (Kamran Aziz) parçalarını Onur-Haldun Hürel ile Önder Bali’den stüdyo desteği alarak 45’lik haline getirmişti.

İki eleman gidince Dönüşüm’ün özgün soundu zedelenmişti. O tarihten sonra kadro sık değişti. Kakınç ile Güvenç’in yanına önce Deniz Dündar (davul), Vecdi Ören (bas gitar), Can Okan (org) ve Ohannes Kemer (bağlama) gelmişti. Devamında Orhan Topçuoğlu (vurmalılar), Kemal Sünnetçioğlu (gitar), Kudret Zeytinoğlu (bas gitar), Ümit İriş (moog, org), Aykut Oler (gitar), Nur Moray (davul), Aykut Şener (org), Nida Eskin (ney), Turgut Irmak (yaylı tanbur, bağlama) gibi isimler çeşitli tarihlerde Dönüşüm bünyesinde müzik yapmış, 1973’de eleman sayısı yediye kadar yükselmişti. Durmayan eleman trafiği sonucunda grup havası bir türlü sağlanamamıştı. Dönüşüm diskografisi genişleyememiş, beş yıllık süreye ancak sekiz 45’lik sığabilmişti…

Kendi plaklarının yanında, diğer isimlerin çalışmalarında yer almaya, destek vermeye devam etmişlerdi. Bunların arasında genç şarkıcı Edip Akbayram da vardı. Akbayram için Deniz Üstü Köpürür ile Dumanlı Dumanlı Oy Bizim Eller’i düzenlemişlerdi ve parçaların kayıtlarında çalmışlardı. Erol Evgin’in çıkış şarkısı Karacaoğlan Der ki’nin, Lale Belkıs’ın Çilli’sinin kayıtlarına da Dönüşüm katkı yapmıştı…
Konserlerini birkaç kez folklor ekipleriyle renklendirmeyi denemelerine karşın şov açısından ‘kuru’ bir görüntü sergilemişlerdi. Ayrıca, Halit Kakınç kullandıkları sazlar ve parçalar hakkında uzun uzun bilgi vermekteydi dinleyicilere.

Bu tavırları gazino çalışmalarını da etkilemişti. Eğlenmek isteyen kitlenin beklediği müziği yapmadıklarından, konser dışındaki etkinliklerden fazla talep gelmemişti…
Türkiye hızla politikleşirken Dönüşüm’ün ürettikleri daha çok ‘sağ kesim’ce benimsense de, onlar orta yolda ilerlemişti. Aynı konserde Seyid Osman’ı Tatarca söylerken sağcı gruplar, Kızılırmak’ta da solcu gruplar yumruk sıkıp slogan atmıştı.

Şarkıları, Anadolu popçular gibi TRT tarafından engelleniyordu. Gitarın yanında bağlama kullanıldığı gerekçesiyle Kızılırmak parçası denetime takılmıştı örneğin. Tek yayın organı TRT olduğundan, şarkılarını tanıtabilmek amacıyla yeniden stüdyoya girip Kızılırmak’ı gitarlarla çalmışlar, bu sayede denetim engelini aşabilmişlerdi. Ancak, bu kez de denetim Osman Pehlivan ile Yar Hasreti parçalarını beğenmemişti ve radyoda çaldırmamıştı.

TRT’yi Dönüşüm’e kapatan ‘devlet’, onları Türk-Sovyet Kültür Programı çerçevesinde ‘kültür elçisi’ olarak yurtdışına göndermişti. Kültür Bakanlığı’nın girişimiyle grup 1972 sonbaharında Sovyetler Birliği’nde Esin Afşar’la turneye çıkmış ve 21 konser vermişti. Daha sonra Halit Kakınç-Dönüşüm adıyla uluslararası turneyi bu kez İncirli Çayırlı’yla Romanya ile Bulgaristan’da tekrar etmişlerdi.
Bu önemli adımlara karşın sürekliliği sağlayamayan gruptan Ağustos 1973’de Oruç Güvenç de uzaklaşıp ‘uzlete çekilince’ Dönüşüm büyük darbe almıştı.

Anadolu popun da kısır döngü içine girdiği aynı günlerde Kakınç, folkun sonunun geldiğini iddia ederek grubu son kez toplamış ve o günlerin moda sporunu müziğe taşımıştı: Taekwon-do.
Dünya popunda Kung Fu rüzgârları eserken Kakınç da Dönüşüm’le Türkiye’de aynı tip bir soundu 45’likte denemişti: Taekwon-Do/Güle Oynaya (beste: Melih Kibar). Dönüşüm’ün bildik soundunu sevenler yeni çizgiyi beğenmemiş, grup 1975 sonunda dağılmıştı.

error: Content is protected !!